Bütün halklara
İncil hakkında vaaz veren Havari Pavlos bize şöyle diyor : Mesih’in ismine
baftiz olanlar, O’nun ölümüne vaftiz olduk. Yani bize söylemek istedği şu, kim
Hristiyan olduysa o insan Mesih için ölmeye kararlıdır. Bu bize çok korkunç ve
kötü görünüyor. Eğer İncil’i dikkatli incelersek, böyle bir ölüm hiç bir
şekilde hüzün içermiyor. Ama böyle bir ölüm sonsuz bir hayat için garanti.
Ama Mesih için
ölüm ne demek onu görelim. Öncelikle, insanların bir birlerini öldürdükleri
savaşlar Allah’ın isteği değil.Bir insan haklı olduğu bir savaşta bir başka
insanı öldürürse kahraman sayılabilir ama Aziz değildir. Daha çok, bir
Hristiyan Mesih’in adına Hristiyan olmayanlarla savaşıyorsa, bu kişinin durumu
daha kötü zira üzerinde Haç taşımasına rağmen, İncil’in zıttı olarak hareket
ediyor ve Mesih’le alay ediyor. Haçlı seferlerindeki insanlar İsa Mesih’in
insanları değil.
İncil’e göre
Hristiyan ölümünün ne olduğuna bakalım.
1.
Hristiyan
ölümü, hergün karşılaştığımız kötü olayları Allah’a olan inancımız ve
sabrımızla kabul etmektir. Yani, hastalıklar, ekonomik sorunlar, hayattaki
şanssızlıklarımız... Telaş etmek yerine
Allah’ın herşeyi bildiğine ve O’nun bizim için mükemmel sevgiye sahip olduğuna ve herşeyi düzenleyeceğine emin
olmalıyız. O, bizim kendimizi sevdiğimizden daha çok seviyor. Sadece gerekli
olan zorlukları bize veriyor. Aynı zamanda bizimle birlikte yaşadığımız acıyı
yaşıyor. Zira O insan oldu ve bizi çok iyi anlıyor.
2.
Hristiyan
ölümü, bize yapılan haksızlıkları, insanların bizim için yaptıkları alayları ve
engelleri onlardan nefret etmeden veya onlara düşman olmadan sabırla kabul etmektir. Tersine onları sevelim çünkü
onlar bizleri cennet için hazırlayan engellerdir.
3.
Hristiyan
ölümü oruçlar ve zahmetlerdir ki onları kendi isteğimizle Allah’a sunuyoruz.
Zaten Büyük Kırk Orucu’nda bulunuyoruz ki o sert oruç ve dua dönemidir. Hergün
saat üçten sonra sadece bir defa yemek yiyoruz. Bu yemek pişmiş yemek değildir.
Yani kuruyemiş, zeytin, sebze, ekmek ve helva vs. Yiyoruz. Sadece Cumartesi ve
Pazar günleri pişmiş yağlı yemek yiyoruz. Orucun ilk haftası bir çok Hristiyan
ve bir çok rahip ilk üç gün hiç bir şey yemiyorlar ne de bir şey içiyorlar.
Bazı manastırlarda da bu orucu bütün hafta boyunca tutuyorlar. Çarşamba ve Cuma
günü sadece Mesih’in Kanını ve Vücudunu alıyorlar (Kinonia). Normalde Cumartesi günü yemek yiyorlar.20 yüzyıldır
bugün kadar böyle yaşadılar bütün
münzeviler. Bazıları daha fazla Oruç tutuyorlardı.
4.
Ve
Son, Hristiyan ölümü Mesih’in adına onu ve onun Emirlerini inkar etmeyerek
şehit olmaktır. Nedir bütün bu ölüm şekillerine karşılık olan nedir? Neden
ölmeliyiz? Veya neden sürekli ölmeliyiz. Anlamamız gerekn şu ki Allah’ın bizden
yana hiç bir ihtiyacı yok. Ne de bizim şehadetimiz O’na gerekli. Bundan dolayı
ona ne sunarsak bunu bize geri veriyor. Bize bunları yalandan ve laf olsun diye
vermiyor. Ama ne yaparsak bize onları cok zengin olarak veriyor zengin gönüllü
bir Allah olarak. Mesih’e az bir şey veriyoruz az bir şey alıyoruz. Çok şey
veriyoruz ve çok şey alıyoruz. Herşeyimizi veriyoruz buna hayatımız da dahil ve
herşeyi alıyoruz. Yani daha bu hayatta Cennet’i yaşıyoruz.
Protestanlar ve Katolikler, insanların Cennet’i öbür hayatta
yaşayacaklarına inanıyorlar. Bu büyük bir yanlış. Mesih’in ve Havarileri’nin
öğrettiği gibi bir inanca sahip olan biz Ortodokslar, Cennet’in buradan
başladığını biliyoruz. Tabi ki burada Cennet’i az tanıyoruz, bazen Azizler daha
fazla tanıyor. Ama Hristiyan burada Cennet’i yaşamaya başlıyor.
Mesih hepimizi Aziz olmaya çağırdı. Öyle yaşayalım ki ölüm bizi
korkutmasın. O zaman bu hayatta yabancı gibi ve içimizde Cennet’i ve sonsuz hayatı
yaşayacağız.
Azizler böyle bir hayatta, ölümü düşünmeden
ve Mesih için şehadet vakitleri geldiği zaman ölümü bir panayır gibi
karşılıyorlardı. Aziz Kosmas Etolos asılmadan önceki gece şarkılar ve ilahiler
söylüyordu. Sanki diğer gün eğlenceye gidecekti. Bu ölümden korkusuzluğu
ölmeden önceki bir kaç saat içindeki
davranışlarında daha iyi görünüyor. Sevinçle dolmuş bir kalabalık ve onu idam
edenler onun gibi Hristiyan olmak istiyorlardı. Bundan dolayı Allah’tan
gözyaşları ile onlarla savaşanları affetmesini diliyorlar. İnancın yüceliği bu.
Size Büyük Paskalya’yı kutlamaya hazırlandığımız günlerde ruhani açıdan
ilerlemenizde yardımcı olmak için bu düşüncelerimi söylemeyi düşündüm. Haç’a
gerilişin ön şartı olan Diriliş’i doğru yaşamamız için.
Hepimiz birbirimize Gökler’de ki Sultanlığın büyük Yemeği’nde görüşmeyi
dileyelim.